Ali Koç: “İstediğim tarzda kulüp başkanı değilim”

AJANSSPOR – HABER

Fenerbahçe Lideri Ali Koç, Şelale Kadak’ın Youtube programına katıldı. Birçok kıymetli mevzuda açıklamalar yapan Koç, Fenerbahçe başkanlığı devriyle ilgili bilgiler verirken kendisini de eleştiren kimi noktalardan bahsetti.

Kolay pes etmeyeceğini vurulayan Ali Koç, “Ben o denli kolay kolay pes etmem. Pes etmemi isteyen çok insan olduğunu biliyorum. Çok dilek eden olduğunu biliyorum. Pes etse de bir an önce kongreye gitsek diye beklentileri olanları biliyorum. Siyasi açıdan aman bu başarısız olsun da vs. nedenlerden olanlar var. Lakin aklımın ucundan dahi geçmedi, ne erken kongreye gideyim, ne vaktinden evvel pes edeyim. Lakin alışılmış büyük beklenti ile geldik. O beklentiye layık olmak, insanları memnun etmek, senin için gönül ordusu kurmuş insanları, seni el üstünde tutmuş insanların kederlerini görünce etkilenmemek mümkün değil. Bu topluluğa layık olmak en büyük motivasyon kaynağı. En sıkıntı anlarda en pes etmeyen karakteristik özelliklere sahip beşerim. Benim burada olmam ile şahsi bir karım yok. Çok büyük risklerim var. Belirli kümeler belirli sebeplerden ötürü beni maksat aldılar. İşler berbat gidince saldırmak yerden yere vurmak çok çok kolay. Fakat her seferinde o bana daha çok motivasyon verdi. Daha çok güç verdi. İnatçıyım, bu kadar güçlü olduğumu varsayım etmiyordum. Ancak kendi kendimi test etmiş oldum. Yaşanabilecek her türlü olumsuzluğu, şanssızlığı, mutsuzluğu ve her şeyi yaşadık. Artık memnun olma vakti.” dedi.

Kendisi hakkında öz tenkit de yapan Koç, “İstediğim stilde kulüp lideri şimdi olamadım. Hasebiyle çok iyi bir kulüp lideri olmadığımı biliyorum fakat olacağım. Bir devir daha devam edersem benim kendimden de beklentilerim çok yüksek. Bir sürü yapısal ıslahatları yapmak istiyorduk ancak sonuçlar çok çok makûs gelince özellikle birinci sene yapısal reformlardan çok günlük mevzulara eğilmek zorunda kaldık. Aslında burada yapacak çok işimiz var. Bir devir daha olursa o işleri yapacağız. Şu an sportif muvaffakiyete odaklandık. Ben başından beri iki periyot lazım diyordum. Artık olursa diyorum.” sözlerini kullandı.

Fenerbahçe ve Koç Holding’teki vazifeleri hakkında konuşan Ali Koç, “Fenerbahçe Başkanlığı vazifesine gelirken külfetli olacağını biliyordum. Benim maksadım birinci sene yüzde 80 Fenerbahçe, yüzde 20 Koç Holding yapmaktı. Ondan sonra da yarı yarıya olmaktı. İki tarafın aslında sık ve çok vaktinizi isteyen devirleri başka olabiliyor takvimsel olarak. Koç Holding’in çeyrek sonları ve idare heyetleri var. Onlar art geriye gelir. Dönemsel hususlarda pikler vardır, o vakit oraya daha çok vakit ayırıyoruz. Günlük işlerde daha çok buraya vakit ayırıyoruz. Benim bu dönem maksadım yarı yarıya yapabilmek lakin birtakım günler oluyor vaktimin birçok Koç Holding’te geçiyor. Kimi günler bütün gün burada oluyoruz. Fakat orada olmamı gerektirmeyen her dakikamı burada geçiriyorum.“ halinde konuştu.

Fenerbahçe’nin satılmasını uygun bulmadığını lisana getiren Koç, ”Mevzuat olarak kulüplerin sahiplerinin olması mümkün değil, biz dernek yapısındayız. İki tane kurum var, biri dernek başkası A.Ş. A.Ş. halka açık. Spk mevzuatına alışılmış. Halka açık kurumun da en büyük hissedarı dernek. Bu da bu türlü kalmak üzere kurgulanmış. Münasebetiyle şu an bu mümkün değil. Taraftar Ali Koç olarak ben de kulübün sahiplerinden biriyim, 35 bin kongre üyesinden biri olarak. Bu formasyonun değişmesini hiç istemem. Fenerbahçe’nin; Bayern Münih, Real Madrid, Barcelona üzere kalmasını isterim. Kendi ayakları üzerinde duran kendi yarattığı kaynaklardan beslenen dünya markaları olup işlerini sürdürebilen borç problemi olmayan… Bunlar da borçlu kulüpler lakin baktığın vakit bedellerine, mal varlıklarına, ürettiklerine; sağlıklılar. Biz şu an sağlıklı durumda değiliz. Bizim Türkiye’de büyük kulüplerin mali olarak sağlıklı durumda olmamasının en büyük nedeni olarak dernekleşme görülüyor. Kısa vadeli seçimler, kısa vadeli yatırımlar, hareketler, kongre baskısı, taraftar baskısı, yapısal reformlardan uzak durma. Yapısal olarak bu mümkün değil ve gönlüm elvermez bu türlü bir duruma, finansal ıstırapların en büyük kaynağı olarak dernek yapısından kaynaklanan yönetimsel yaklaşımlar gösteriliyor. Bu hiçbir vakit aklımdan geçmedi ve inşallah hiçbir vakit da olmaz.” değerlendirmesini yaptı.