Alman makinesi böyle çalışıyor… 8 ayda 6 kupa!

Hüseyin ÖZKÖK – AJANSSPOR

Arap ve Çin sermayesi tarafından satın alınan kulüplerin yarattığı haksız rekabet ortamında varlığını kendi ürettiği gelirler ve öz kaynaklarıyla sürdüren Almanya’nın 1 numarası, dünyanın en büyük ve en iyi yönetilen kulüplerinin başında gelen Bayern Münih, 8 ay üzere kısa bir müddette dünya çapında tam 6 kupa alarak inanılması güç bir muvaffakiyete imza attı.

Bayern Münih, pandemi nedeniyle sıkıntı kaideler altında tamamlanan 2019/20 döneminde daha evvelki 7 dönemde olduğu üzere Bundesliga şampiyonluğunu kimseye bırakmadı.

Pandemi gölgesinde devam eden 2020/21 döneminde da yeniden şampiyonluğun 1 numaralı adayı. Toplamda 30 lig şampiyonluğuna ulaşan Bayern için artık ligde şampiyonluk kanıksanan bir durum. Almanya Kupası’nda da geçen dönem kupanın sahibi olan Bayern, Portekiz’de tamamlanan Şampiyonlar Ligi’nde de ipi en önde göğüsleyerek dönemi üçlemeyle kapattı.

Almadığı kupa kalmadı! Bayern Münih hükümdarlığı

Yeni dönemde birinci olarak UEFA Harika Kupa ve çabucak akabinde Almanya Harika Kupa’yı müzesine götüren Alman Devi, son olarak Katar’da düzenlenen FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nda Meksika’nın Tigres ekibini finalde devirerek yeni dönemin üçüncü kupasını aldı. Böylelikle Hansi Flick önderliğindeki Bayern, son 8 ay içinde tam 6 sefer kupa sevinci yaşamış oldu.

İşte tüm bu başarıda da geçen dönem sürerken idarenin aldığı kritik kararların kıymetli bir tesiri var.

Nasıl mı? O vakit gelin bunu biraz açalım.

Aslında 2019/20 dönemi Bayern Münih için çok da beklendiği üzere başlamamıştı. Birinci hafta konutundaki ligin açılış maçında Hertha’ya takılan Bayern, dördüncü hafta da Leipzig ile berabere kaldı. Daha sonra iki maçını kazanarak altıncı haftada liderliği birinci sefer ele geçirdi. Lakin yedinci haftada Hoffenheim karşısında içeride alınan birinci mağlubiyet Teknik Yönetici Niko Kovac için adeta ihtar sinyali olurken, liderlik bir hafta sürdü. Hoffenheim hezimeti sonrası Augsburg beraberliği de Bayern’den beklenmeyen bir sonuçtu. Sonraki hafta U.Berlin sıkıntı da olsa 2-1’le geçildi ve kadro için bence bu dönemin kırılma noktası olan onuncu haftaya gelindi.

Ligin onuncu haftasında, 2 Kasım 2019 günü Bayern Münih, teknik yöneticisi Niko Kovac’ın eski kadrosu Frankfurt karşısına çıktı. Gayretten uzun yıllar unutulmayacak tarihi bir skorla 5-1 kazanarak çıkan taraf Frankfurt olmuştu. Bu tarihi maç birebir vakitte Niko Kovac’ın da son maçı oluyordu. Zira bu hezimet sonrası idare, ekibi bir dönem evvel şampiyon yapan Kovac’ı gönderme kararı aldı ve yerine süreksiz mühletle yardımcısı Hansi Flick’i getirdi.

İdarenin bu atağı Bayern Münih’in bu sezonki başarılı gidişatının dönüm noktası oldu. Bu karar verilirken birinci fikir yeni bir teknik yönetici için çabuk karar vermeden ligin birinci yarısını bitirmekti. CEO Rummenigge ve Futbol Yöneticisi Salihamidzic evvel Flick’in performansını görmeyi bu ortada da yeni teknik yönetici için sakin başla araştırma yapmayı planlamışlardı.

Flick vazifeye 6 Kasım’da Bayern’in Şampiyonlar Ligi’nde Olympiakos’u 2-0 yendiği müsabaka ile başladı. Akabinde ligde 4-0’lık ses getiren Dortmund galibiyeti geldi. Sonraki hafta yeniden birebir skorla Düsseldorf geçilirken çabucak ardından yeniden Devler Ligi’nde Kızılyıldız deplasmanında 6-0’lık sansasyonel bir galibiyet vardı. Fakat bu olumlu başlangıç iki haftalık kesintiye uğradı. Zira Bayern evvel meskeninde Leverkusen’e sonraki hafta da deplasmanda Mönchengladbach’a kaybetti. Bu iki mağlubiyetle Bayern yedinci sıraya kadar inmiş, taraftarların başında soru işaretleri belirmişti.

Halbuki bu iki mağlubiyet Bayern’in şampiyonluğunu ilan ettiği güne kadar aldığı son hezimetler oluyordu. Birinci yarının kalan üç karşılaşmasını ve Şampiyonlar Ligi’nde Tottenham ile oynanan son küme maçını kazanan Münih takımı, ligin devre ortasına Leipzig ve Mönchengladbach’ın akabinde üçüncü sırada giriyor ve Devler Ligi’nde de 6’da 6 ile kümeden rahatlıkla başkan olarak çıkıyordu.

Bu ortada idare, ortadaki iki mağlubiyete karşın, kadrodaki ışığı görmüş ve tüm futbolcuların Hansi Flick’i benimsediklerini gözlemlemişti. Zira ekibin kalitesi çok yüksekti ve Flick de bu kaliteli kadronun hem birliğini çok iyi sağlamış hem de çok iyi futbol oynatmaya başlamıştı. İşte bu tespiti yapan idare tarafından birinci devrenin son maçının çabucak sonraki günü yapılan açıklama tam bir satranç atağıydı. Muvaffakiyet yolunda bana nazaran ikinci adım burada atıldı. Açıklamada Hansi Flick’in misyonunu dönem sonuna kadar sürdüreceği duyuruldu. Bu karar alınmıştı, zira çok şöhretli olsa bile yeni bir teknik yöneticinin ekibi tanıyana kadar çok vakte gereksinimi olacağı ve devre ortası kampının bu bağlamda çok iyi geçmeyeceği düşünülüyordu.

Hakikaten Bayern ikinci yarıya fırtına üzere başladı. Üst üste üç galibiyetin akabinde 20. Haftada liderlik koltuğunda tekrar onlar oturuyordu. 21. Haftada deplasmandaki Leipzig beraberliği Bayern Münih’in son puan kaybıydı. Daha sonra üst üste dört maçını kazanan ve Şampiyonlar Ligi son 16 Tipi birinci maçında Chelsea’yi deplasmanda 3-0 yenen Bavyera takımının 8 Mart günü Augsburg’u yendiği müsabakanın akabinde pandemi nedeniyle futbola orta verildi.

Ligin ne vakit yine başlayacağı bilinmezken öbür yandan yaşanan olumsuz ekonomik gelişmeler Bayern idaresini teknik yönetici konusunu tekrar gözden geçirmeye sevk etti. Ve 3 Nisan 2020 günü yapılan duyuru Flick’in mukavelesinin 2023 yılına kadar uzatıldığını kamuoyuna açıklıyordu. Bu da şampiyonluk ve muvaffakiyet yolunda atılan üçüncü değerli adım oldu. Zira artık Bayern hocasını bulmuş ve işi kendi bünyesinde çözerek oluşabilecek birçok olası sorunun önüne geçmişti.

Bayern, Bundesliga 16 Mayıs günü yine start aldıktan sonra ekip hiçbir şey olmamışçasına yoluna devam etti ve yedi maç üst üste kazanarak 16 Haziranda Werder Bremen’i deplasmanda yenerek bitime iki maç kala şampiyonluğunu ilan etti. 4 Temmuz günü ise Leverkusen önündeki kupa zaferi geldi.

Alışılmış ki bu muvaffakiyetlerde çok fazla şaşırtan bir şey yok. Lakin ben Bayern Münih’in bu periyodunda en değerli katkıyı idare tarafından alınan isabetli kararlara bağlıyorum. Çok uzun yıllardan bu yana kulübü ve kulübe ilişkin şirketi futbolu çok iyi bilen, bunun yanında dünyadaki gelişmelere açık aşikâr kültürleri olan eğitimli ve görgülü ve her şeyden evvel kulübün içinden gelen beşerler yönetince, doğal ki hem sportif hem de mali muvaffakiyet tabiatıyla geliyor. Bayern idaresinde vazife alan tüm yöneticilerin en kıymetli prensipleri ise mali disiplinden asla taviz vermemek. Kasasında her vakit yüksek ölçüde nakit parası bulunan ve borç sözüne büsbütün yabancı olan Bayern Münih kulübü, Almanya’nın ebedi şampiyonu olarak tarihteki yerini çoktan almış durumda.

Son olarak şunu da eklemeden geçemeyeceğim. Bayern Münih 300 bine çok yaklaşan üye sayısıyla dünyanın en çok üyeye sahip kulübü. Kulüp üyelerden aidat olarak yıllık 50 Euro alıyor. Bunu 300.000 ile çarptığınızda ortaya çıkan devasa sayı ise Bayern’in dernek kısmına aktarılarak kulübün öbür amatör branşlarına harcanıyor ve profesyonel futbola 1 Euro dahi verilmiyor. Yani Bayern’in başında Karl-Heinz Rummenigge’nin olduğu futbol şirketi kendi gelirlerini büsbütün kendi yaratıyor.