Bir başarısızlık hikayesi: Gönüllerin şampiyonluğundan 2. Lig’e…

Hüseyin Özkök – AJANSSPOR

1963/64’ten bu yana düzenlenen Bundesliga’nın tarihinin hala unutulmayan dönemlerinin başında 2000/2001 dönemi gelir. Son haftaya Bayern Münih 62 çabucak arkasındaki Schalke ise 59 puanda girmiştir. Averajı rakibinden daha iyi olan Schalke kazanmasının yanında lakin Bayern’in mağlubiyeti halinde şampiyon olabilecektir.

Schalke üzerine düşeni yapar ve Unterhaching müsabakasını 5-3 kazanır. Hambur deplasmanındaki Bayern Münih müsabakası ise şimdi bitmemiştir ve önder 1-0 yenik durumdadır. Yani Schalke artık şampiyonluğunu ilan etmek üzeredir. Schalkeli oyuncular ve alana akın eden Park Stadı’nı dolduran ve çoğunluğu alana doluşan 62.000 taraftar stadın dev ekranlarından Hamburg – Bayern maçını izelerken bir an evvel son düdüğün çalmasını beklemektedir.

Maçın bu türlü biteceği sanılırken Hamburg-Bayern maçının hakemi Markus Merk, Hamburg ceza alanı önünde tartışmalı bir faul kararı verir. Özgür atışı kullanan Patrik Andersson’un vuruşu Hamburg filelerini havalandırdığında Schalke’nin yalnızca 4 dakika 38 saniye süren şampiyonluğu elinden uçup gitmiştir. Park Stadı adeta bir cenaze meskenine dönerken Hamburg Volkspark Stadı Bayern Münihli oyuncuların çılgınca sevincine sahne olmaktadır.

Maçtan sonra mevt tehditlerine varacak kadar reaksiyon çeken hakem Markus Merk ise hakemliği bırakana kadar, Schalkeli yöneticilerin olumlu görüş bildirmelerine karşın, kendi isteğiyle Schalke maçı yönetmedi.

Tarihi 2000/2001 döneminden sonra Schalke daima “gönüllerin şampiyonu” olarak anılsa da Almanya’nın bu esaslı ve büyük kulübü şampiyonluğa bir daha hiç bu kadar yaklaşamadı ve içinde bulunduğumuz dönemde ligin bitimine 4 hafta kala 33 yıl ortadan sonra yeniden 2. Lig’e düştü. Almanya’da 7 şampiyonluğu bulunan fakat Bundesliga’da hiç şampiyonluk yaşayamayan Schalke artık Bundesliga’ya dönmek için çaba edecek.

Pekala bu kadar esaslı, büyük bir taraftar kitlesine sahip, önemli sponsorluk gelirleri elde eden, Dortmund ile Almanya’nın 1 numaralı derbisinin aktörü olan bir kulüp nasıl küme düştü? Bunun yanıtı doğal ki makus idarede yatıyor. Bundesliga’nın 200 Milyon Euro ile en borçlu kulübü olan ve idaresinde en çok kaos yaşayan kulüplerin başında gelen lacivert beyazlıların artık bembeyaz bir sayfa açıp işe sıfırdan başlamaları ve yepisyeni bir yapı kurmaları gerekiyor.

Schalke’yi küme düşme noktasına getiren gelişmeleri şu biçimde sıralayabiliriz.

30 Hafta sonunda alınan sırf 13 puan 18 atılan gole karşı yenilen 75 gol ve bu sonucu alan takıma ödenen 80 Milyon Euro.

Bilhassa 2020 yılı başından bu yana bitmeyen idare krizleri.

Uzun yıllar kulübün denetleme şurası başkanlığını yapan Celemens Tönnies’in kulübü sahibi üzere keyfi halde yönetmesinin yanı sıra ırkçı telaffuzlarının yarattığı yansılar ve pandemi başlangıcında Tönnies’in sahibi olduğu mezbahalarda çok sayıda çalışanın tedbirlerin yetersizliğinden koronaya yakalanması ve kamuoyu reaksiyonuyla Tönnies’in vazifesi bırakması.

Başkanlık makamı olmayan kulüpte Denetleme Kurulu’nun Huub Stevens dışında sadece iş insanlarından oluşması.

Uzun yıllar Schalke’de vazife yapan Finas Yöneticisi Peter Peters’in borçlanmadan sorumlu tutularak vazifesi bırakmaya zorlanması.

Transfer yanlışları ve sportif başarısızlıkla birlikte kulübün borcunun daima artması.

Yanlış seçimler sonucunda yapılan çok sayıda teknik yönetici değişikliği.

Yapılan transferlerin isabetsizliği ve çok sayıda sorunlu oyuncunun takımda bulunması.

Ajansspor