Bu takım 3. olamaz, Sergen Yalçın sezonu bitiremez

Kenan BAŞARAN

Beşiktaş, tarihinin en bedelli şampiyonluklarından birini yaşadı.
Siyah beyazlıların en çok acı çektiği şampiyonluk oldu denilse, abartı olmaz.
Elbette pandemi şartlarından dolayı her ekip acı çekti. Fakat Beşiktaş’ın acısını katmerlendiren mali ezalar ve yaşanılan ağır sakatlıklar oldu. Gün oldu alana sürülecek 11 çıkartmakta zorlanıldı. Dönem başında yapılan yorumlarda “Beşiktaş üçüncü olursa muvaffakiyettir, Sergen Yalçın dönemi bitiremez” denilirken, onlar tarih yazdı. Gelin bu dizi yazıda 42 haftalık şampiyonluk maratonun köşe başlarını yine hatırlayalım.

ORMAN BIRAKIP GİDİYOR ENKAZI KALIYOR

Üst üste iki şampiyonluk ve akabindeki Şampiyonlar Ligi gelirlerine karşın Fikret Orman idaresi, kulübü büyük bir borç yüküyle bırakıp gitti. “Paralar nerede” diye soran taraftarın tezahüratını mazeret etti Orman. Hürser Tekinoktay ve Serdal Adalı ile girdiği yarışı rahat kazanan Ahmet Parıltı Çebi için sıkıntı günler mazbatayı aldığı anda başladı.

10 yıllık gelirleri temlik edilmiş, dört bir yandan kapıya alacaklılar dayanmış bir kulüp. Menajerinden eski topçusuna kadar birçok futbolcuyla davalık bir kulüp. Sonraki gün kulüp kapısını açtığında günlük hayatı idame ettirecek bir geliri dahi olmayan bir kulüp.

Çebi’nin elini cebine atmaktan öteki devası yoktu. O denli de oldu. Öbür yandan Orman bakiyesi grup ve Abdullah Avcı ile işler iyi gitmiyordu. Devre ortası geldiğinde yolların ayrılması kaçınılmaz hale geldi. Avcı giderken yerine bir Beşiktaş efsanesi geliyordu: Sergen Yalçın…

BEŞİKTAŞ’IN ÇOCUĞU GELİYOR

100. yılda şampiyonluğu getiren golü atan adamın kalbi birinci kez gümbür gümbür heyecanla çarpıyordu ki kendisi de bunu şaşırıyordu. Vodafone Park’ta 21 bin taraftarın önünde 1.5 yıllık imza attı Sergen Yalçın, Beşiktaş’a. Evet, “Beşiktaş’ın çocuğu Sergen Yalçın” tezahüratlarıyla atılan imza bir milattı.

Sergen Yalçın bir efsaneydi lakin daha evvel hiçbir kadrosu tam dönem çalıştırmamıştı. Fakat kurtarıcı olarak gittiği her grubu kümede tutmuştu. Beşiktaş ile bir kaç maç olmuştu ki başlayalı, pandemi süreci başladı. Liglere orta verildi. Karius ve Ruiz kaçıp gitti. Lider Çebi ve Sergen Yalçın ile birlikte birçok oyuncu da koronavirüs oldu.

Herkesin ne yapacağını bilemediği pandemi liginde Sergen Yalçın, Beşiktaş’ı üçüncü yaptı. Trabzonspor’u Avrupa’dan men cezası da gelince bu üçüncülük Şampiyonlar Ligi ön eleme biletine dönüştü.
Yalçın, yarım dönemde herkesin itimadını kazanmıştı. Avcı’nın oynatamadığı ekibi bile izlenir hale getirmişti. Çebi ve idaresinin elini rahatlatmıştı.

ASIL İMTİHAN BAŞLIYOR

Asıl imtihan 2020-21 dönemiydi elbette. TFF, küme düşürmeyi kaldırınca ağır pandemi şartlarında tarihin en uzun Üstün Ligi’ne tanıklık ettik. Tüm bir dönem göz önüne alındığında TFF’nin belirlediği Kadro Harcama Limitleri’ne nazaran Beşiktaş, ezeli rakiplerinin gerisindeydi. Beğenilen harcama limitiniz yüksek olsa ne fayda, kasada para olmayınca.

Fenerbahçe, döneme transfer şampiyonu olarak başlarken, Galatasaray da Beşiktaş’tan daha yüksek profilli bir takıma sahipti. Dönem başı beklenti şuydu: Beşiktaş, üçüncü olursa başarılı sayılsın…

Ki birinci 4 hafta alınan sonuçlar da bu taraftaki yargıları dayanaklar nitelikteydi. Kelam konusu haftada Beşiktaş 4 puanla 15. sıradaydı.

Avrupa defteri de adeta başlamadan bitmişti. Evvel Şampiyonlar Ligi akabinde Avrupa Ligi’nde birer maçla birinci ön eleme maçlarında havlu atılmıştı.

MOTO KURYE İLE GELEN KURTARICI

5 Ekim 2020… Transfer tahtasının kapanmasına sayılı dakikalar kala, TFF Beylerbeyi binasına bir moto kurye can havliyle yanaştı. Motordan inen şahıslar Beşiktaş’ın bir transferinin evraklarını taşıyordu. Son dakika golü hesabı, evraklar yetiştirildi. Evrakları yetiştirilen bu futbolcu, ligin bahtını değiştirecek bir Mağriliydi: Rachid Ghezzal!

Cezayirli ile birlikte yeni kuvvetler Josef de Souza ve Valentin Rosier de sessiz sedasız Beşiktaş’ın gücüne güç katıyordu! O Josef ki evvel başka büyüklere haber salmış, ancak yüzüne bakılmamıştı!

Bay haftası ve üzerine gelen ulusal orta, Sergen Yalçın ve kurmaylarının kendilerini gözden geçirmesine de fırsat tanıyordu. ‘Kurmay’ dediğimiz de o denli Guardiola, Klopp yahut Morinho’nun sahip olduğu bir yardımcılar ordusundan falan kelam etmiyoruz. Bir Murat Şahin bir Ozan Köprülü en başatlar. Yardımcıların değerli isimlerinden Çağdaş Atan da aslında dönem başı Aytemiz Alanyaspor’un başına geçmişti. Hatta Yalçın, Atan’ın yerine kimseyi almadı diye de eleştirildi. Makûs sonuçlardan sonra “Keramet Çağdaş Atan’daymış diyen”ler bile oldu. Meğer Atan için Yalçın “Usta”ydı ki attığı bir tweet’le de bunu herkese bir defa daha hatırlattı.

‘BIRAKMAM SENİ BEŞİKTAŞ’

Ahmet Parıltı Çebi ve idaresi fellik fellik kaynak arıyordu. Pandemi nedeniyle ötelenen ‘Bırakmam Seni’ bağış kampanyası 27 Haziran 2020’de başlatıldı. Bu kampanya dernek üzerinden yürütüldü. Zira şirket üzerinden yapılsaydı tek kuruşu dahi kullanılamayacak, direkt alacaklıların cebine girecekti. 9 Eylül’de yapılan finalle kampanya sonlandırıldı. Siyah beyaza gönül verenler, 80 milyona yakın vaatte bulundu. Fakat fiilen kasaya 50 milyon lira lakin girdi. Bunun da büyük kısmı yeniden lider Ahmet Işık Çebi ve ailesi tarafından sağlandı.

Her şeye karşın Çebi, futbolcuların yeni alacaklarını sektirmeden ödeme konusunda büyük gayret sarf etti. Ümraniye’den ayağını eksik etmedi. Kadroda da yavaş yavaş iyi bir kimya yakalanmaya başlanmıştı. Bu da alınan skorlara yansımaya başladı. Orta dönüşü Denizli ve Malatya galibiyetleri nefes aldırdı ve üst tırmanış başladı. Lakin Gaziantep’te 3-1’lik yenilgiler kadro resmen dağıldı. Abdullah Avcı periyodunda de Antep’te büyük darbe yemişti siyah beyazlılara.

GENÇLİK TARTIŞMASI

Beşiktaş istikrarsız gidince altyapı ve genç oyuncu tartışması da alevlendi. Siyah beyazlı kamuoyu, N’Sakala ve Welinton üzere oyunculara yer verileceğine Rıdvan Yılmaz başta olmak üzere altyapı oyuncularına baht tanınmasını, hiç değilse gelecek döneme bir kaç oyuncu kazandırılması gerektiğini savunuyordu. Dönem başında Fatih Aksoy ile altyapıdan kimi isimlerin Alanya’ya verilmesi de fırtına kopartmıştı.

Yalçın ise “Puan tablosunda istenilen yerde olmayınca kimse gençleri oynatıyorum diye beni övmeyecek” diyerek, kestirip atıyordu. Buna karşılık geldiği günden beri Ersin Destanoğlu ve Rıdvan Yılmaz başta olmak üzere, en çok genç oynatan ismin de kendisi olduğunu hatırlatıyordu. Açıkçası Yalçın, gençleri oynatmayı herkesten çok istiyordu ala laf olsun diye değil, hakikaten yetenekliyse… Bu yüzden de takımında bir tane bile genç santrfor bulundurmadı altyapıdan.

LİGDE KIRILMA DÖNEMİ

Sergen Yalçın geleceği tartışılıyordu. “6. haftayı göremez”cilerin de işaret ettiği bir kuvvetli bir dönemeç başlıyordu: Beşiktaş, tepenin 10 puan gerisinde ve 12. basamaktayken güçlü bir maç trafiğine girecekti. Ya buradan lige ortak olarak çıkacak yahut havlu atacak. Medipol Başakşehir, Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Aytemiz Alanyaspor maçlarından oluşan bir nevi ‘ölüm grubu’. Bu seri öncesi Sergen Yalçın da verdiği demeçte yazgılarının bu döneme bağlı olduğunu belirtiyordu.

3-0 öne geçilen maçta Başakşehir’e karşı son kısımda zorlanıldı. Lakin yeniden de 3-2 ile 3 puan alındı. Artık sırada Kadıköy’deki derbi vardı…

TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR

Beşiktaş, 2005’ten beri Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yenemiyordu. Lisana kolay 15 yıl olmuştu. En son Beşiktaş’ın efsanesi İstek Çalımbay yöneteminde ezeli rakibini tarihe geçen bir maçla 4-3 yenmişti. Gelmiş geçmiş en muazzam derbilerden biri olarak tarihe geçti. Cordoba’nın atılmasıyla uzatmalarla birlikte son 15 dakikada kaleye golcü Pancu geçmiş ve buna karşın Beşiktaş, Fenerbahçe’yi kalecisiz 10 bireyle 4-3 devirmişti. Atom Karınca İstek Çalımbay’ın mesleği için de ölümsüz bir andı.

Ne var ki bu muazzam derbiden sonra Kara Kartallar, Kanarya karşısında bir daha gülmedi.

17 Nisan 2005’teki tarihi derbide Çalımbay, Sergen Yalçın’ı yedek soyundurmuş ve daha sonrasında da müddet vermemişti. Yalçın, tarihi kulübeden izlemişti yani.

29 Kasım 2020’de Sergen Yalçın tekrar kulübedeydi Kadıköy’de. Fakat bu defa teknik yönetici sıfatıyla. Ve Beşiktaş yeniden 10 bireyle 4-3 kazanıyordu! Bu defa zaferin baş mimarı Sergen Yalçın’dı. 15 yıllık derbi lanetini yeniden 10 bireyle ve tıpkı skorla bitiriyordu. Derbi zaferinden sonra Kasımpaşa’nın üzerinden de 3-0 ile silindir üzere geçildi.

USTA MI ÇIRAK MI?

Sıra usta-çırak kapışmasına gelmişti. Sergen Yalçın, eski yardımcısı Çağdaş Atan’ın önder takımı Aytemiz Alanyaspor’a konuk oluyordu. Bir maç fazlası olan Alanya 23 puanla önder Beşiktaş ise 19 puanla dördüncüydü, karşı karşıya geldiklerinde. Yalçın Usta Yalçın, çırağı yense bilinmeyen önder olarak İstanbul’a dönecekti. Ne var ki kulak boynuzu geçti misali galip gelen 2-1 ile çırak oldu. Ancak 4 maçlık ‘ölüm kümesi’nden Beşiktaş 9 puan çıkarıp doruğa tekrar de ortak olmayı başarmıştı. Alanya hezimetine karşın ezeli rakiplerinin de kayıplarıyla puan farkı korunmuştu.

BU SORUDAN SIKILDIM

İşler rayına girmişti. Sakatlık kuşkusu nedeniyle riskli transfer olarak görülen Aboubakar golleri sıralıyor, Ghezzal, asist üstüne asist yapıyor, dönem başı alıcı aranan Larin, sol kanatta mükemmeller yaratıp zımnî golcüye dönüşüyor…

Çok tartışılan Welinton bile Vida’nın yüksek formu sayesinde daha iyiye gitmeye başlamıştı.
Favori Fenerbahçe ve Galatasaray’daysa istenilen istikrar bir türlü sağlanamıyordu. Fenerbahçe kazansa da Erol Bulut’un oynattığı futbol soru işaretleri doğruyor, takımın hakkını veremediği tenkitlerine neden oluyordu. Galatasaray’daysa Fatih Terim ile idare ortasında tansiyon alttan alta sürüp gidiyordu.
Hal böyleyken gazeteciler lider Çebi’yi yahut öteki yöneticiler her yakaladıklarında “Sergen Yalçın ile yeni kontrat yapacak mısınız” diye soruyordu. Verilen karşılık da daima birebirdi: “Sergen isterse 10 yıl kalır burada. Zahmet yok.”

Doğal tıpkı soru bir de Yalçın’a soruluyordu: “Başkan 10 yıl kalabilir dedi, siz ne diyorsunuz?” Yalçın, bir toplantı sonunda artık isyan etti: “Sürekli bu sorunun sorulmasından ve buna karşılık verilmesinden sıkıldım.”

DEVAMI YARIN…

Ajansspor