‘İyi ki Abdullah Hoca..’

Trabzonspor Lideri Ahmet Ağaoğlu, Abdullah Avcı ile yakalanan muvaffakiyetin perde gerisini anlattı ve gelecek maksadını açıkladı.

Fanatik’e konuşan Ahmet Ağaoğlu, Abdullah Avcı misyona geldikten sonra bordo mavili ekipte yaşanan değişimden bahsetti. Lider Ağaoğlu, “Abdullah Avcı geldikten sonra kadroda dikkat alımlı farklılar meydana geldi. Beşerler daima teknik, taktik yahut sonuç kısmına bakıyor lakin bana kalırsa en değerli şey, hoca ekibi mental olarak toparladı. Geçen sene şampiyonluğu kaybetmiş, lige de makûs başlamış ve travma yaşayan, özgüvenini kaybetmeye yüz tutmuş bir oyuncu topluluğunu kısa müddette zihinsel olarak toparladı Abdullah hoca. Maç kazanabileceklerini, bunu alışkanlık haline getirebileceklerini gösterdi. Açıkçası Trabzonspor, akordu bozuk gitar üzereydi. Telleri değiştirmeden birebir oyuncu topluluğuyla hoş bir akord yaptı. Deneyimini, bilgisini, birikimini üzerine koyarak birebir oyuncu takımıyla kadrosu devre ortasına kadar çok iyi noktaya getirdi hocamız. Hatta bu takımla Muhteşem Kupa’yı kazandı. Devamında da Berat, Bakasetas ve Yunus üzere transferler katıldı. Çabucak de katkı verdiler. Kilit nokta şu; özgüven aşılamak ve inandırmak. Bu hiç kolay değil. Ben bile 5-6 hafta öncesine kadar tek farkla öndeyken gol yeme gerilimi yaşıyordum. Evvelce kalan bir hastalık biliyorsun son dakika golleri. Hoca onu ortadan kaldırdı. Münasebetiyle Trabzonspor’un bu noktaya gelmesi tesadüflerle falan açıklanamaz. Hoca üzere hepimiz maç maç bakıyoruz. Puan farkını falan hiç dikkate almıyoruz” dedi.

‘Newton’un büyük yanlışı altyapıydı’ diyen Ağaoğlu, “Deplasmanda kazanmış olmanın getirdiği memnunluk zati vardı. Fakat gençlerimizin maç sonu o sevincini görünce inanılmaz gurur duydum ve sevindim. Kolay kolay sözlerle anlatılacak bir şey değil. İşin gerisine gitmek lazım biraz… Newton’un bana kalırsa en büyük yanlışı genç oyuncuları A ekip takımından ayırıp, altyapıda egzersizlere devam etmelerini istemesiydi. Trabzonspor’un ideolojisine zıt düşen uygulamaydı. Abdullah Avcı ise geldiğinde yaptığımız birinci konuşmada, sıkışık takvimde altyapıya çok muhtaçlığımız olacağını ve kadroyu geniş tutmanın doğruluğunu anlattı. Gelir gelmez çabucak 6 oyuncuyu A gruba aldı. Faruk Can var, Hakan Yeşil var, kaleci Kağan var bunların içinde. Fizikî düşüşler, korona zahmeti, sakatlık ve cezalılar manasında kahır olacağını öngördü hoca. Ve daima gençleri hazır tuttu. Bugün Faruk Can birinci maçında sol bekte sırıtmadıysa, genç Kağan gol yemeden hatta kritik kurtarış yaparak öne çıktıysa burada teknik heyetin öngörüsü ve öncesindeki büyük hazırlığı var. Trabzonspor’un gençlerine güvenen, altyapısına inanan ve bu kentin ideolojisini benimseyen hocaya da her vakit büyük hürmet duymak lazım” sözlerini kullandı.

Devre ortasında gerçekleşen Bakasetas, Berat Ayberk Özdemir ve Yunus Mallı’nın transfer sürecini anlatan Ahmet Ağaoğlu, “Hocamız, izleme grubuyla birlikte 4-5 net isim tespit etti. Ve ‘bunları alalım’ dedi. 3’ünü aldık. Fakat şunu da ek etti: “Kulübün finansal imkanları elverirse alalım. Olmadı, alamazsak külfet yok. Ben elimdeki takımla da giderim” Abdullah Avcı’nın kendisine ve takımına inancıdır bu. Açıkçası hoca bu türlü deyince biz de çok uğraştık. Onu keyifli etmek istedik. Yunus’un Almanya’da kazandığı fiyatın çok daha azına bize gelmesi, direkt hocanın eforuyla olmuştur. Hem Berat hem de Bakasetas’ın transferinde Murat Cavcav ve Hasan Çavuşoğlu liderler kolaylık gösterdiler. İki oyuncu da Trabzon’da oynama isteklerini net halde muhakkak ettiler. Transfer sıkışmadı mı sıkıştı. Öbür kulüpler tarafından zorlandık. Lakin bitirdik. Üçünün de söylediği bir şey var: “Hiç yabancılık çekmedik. Trabzonspor’da dayanılmaz karşılandık ve gerçek bir aileye katıldık.” Hiçbirini başkasından ayırt etmedik. Sayı konusunda da o denli. Kadro için istikrar kıymetli. Uçuk kaçık sayılarla ekibe adam sokarsanız, hem futbolcu kümesinin hem hocanın istikrarı bozulur. Gündeme gelen öteki 2-3 oyuncunun ya bonservis sayıları çok yüksekti ya da maaş talepleri… Aslında siyasetimize uymuyordu ve keşke demiyorum, ‘iyi ki almadık’ diyorum. İmza merasiminde de söyledim; Yunus hariç değerli sayılar ödedik bonservise. Lakin bu oyuncular, o sayılardan pahalı. Beni rahatlatan en değerli şey de biz bu bonservisleri iki Türk kulübüne verdik ve para Türk futbol sanayisinde kaldı” dedi ve ekledi:

“Djaniny için devre ortasının son günlerde çok önemli sayılar geldi. Fakat önümüzde vakit yok, yerine koyacak adam yok. Hocanın da oluşturduğu sistem var. Tuttuk. Djaniny bize Suudi Arabistan’dan geldi. Bonservis ödemedik. Yeteneğini, potansiyelini zati biliyorduk. Fakat toparlanma sürecinin olacağını da biliyorduk. Zayıf bir ligden gelmesi ve sıkıntı iklime nazaran yapılan egzersizlerden ötürü düşüş olacaktı. Sonrasında açığı kapattı ve ekibe randımanı ortada. Flavio geldi, 3 maç 2 kırmızı kart. Ve haksız kartlar. Ben nasıl bir lige geldim dedi çocuk, birebir biçimde Marlon o denli. Edgar’ın da dönem başlamadan ahenk sorunu vardı. Lakin şu an ligin en iyi iki stoperi bizde: Vitor Hugo ve Edgar. Baker’ın katkıları var… Hülasa hoca dokunuşu hepsini ön plana çıkardı. Dediğim üzere hakikat akordu yaptı hoca. Yanılgılarımız yok mu elbette oluyor. Lakin niyetimizin her vakit muhakkak olduğunu düşünüyorum.”

‘Rıza Çalımbay, Ünal Karaman, Hüseyin Çimşir, Eddie Newton ve artık Abdullah Avcı… “Keşke en başında Abdullah hocayla başlasaydık” yahut “Doğru vakitte geldi” diyor musunuz?’ sorusuna Ahmet Ağaoğlu, “Doğru vakitte mı bilemem lakin hoca hakikat yerde. Kendisi de söyledi, ‘Trabzonspor’un da benim de Türk futbolundan alacağımız var” diye. Açıkçası bu inanca, bu birikime, bu bilgiye sahip Abdullah Avcı üzere bir hocanın mesleğinde şampiyonluk olmaması zati dünya genelinde sık rastlanır bir şey değil. Geçmişteki hocaların biza katkıları var. Bu yadsınamaz. Keşke demek üslubum değil. Keşkelerin üzerinden hiç gitmedim hayatımda. Zira geçmişi revize etmek mümkün değil. Değiştiremediğin şeyin de kimseye yararı yok. Şunu diyorum, iyi ki bu türlü bir hocamız var, iyi ki anlaşmışız. Uygun ki bu türlü bir oyuncu kümemiz var. Düzgün ki Trabzon’da doğmuşum ve Trabzonsporluyum. Her vakit yanılgılar olmuştur, olacaktır. Bizim vazifemiz iyi niyetli biçimde, en iyisini yapmaya çalışmak. Yöneticinin vazifesi problemli dönemde yanlışı çözmek. Yönetici arkadaşlarımla da daima şunu konuştuk: “Ekonomik ve sportif manada her şey hakikat gitse, daima kupalar kazanılsa bize esasen muhtaçlık yok” karşılığını verdi.

Ahmet Ağaoğlu kelamlarını şu formda sürdürdü:

“Kasketi düşünen, gündeme getiren hocadır. Abdullah Avcı muhakkak klasik bir hoca modeli değil. Her şeyi derinlemesine düşünür ancak hisleriyle hareket eder. Trabzon beşerinin hassas noktalarını bilen, onların hislerinden anlayan bir hocadır. Çok iyi teknik yönetici yahut çok yetenekli hoca olursunuz fakat sertsinizdir, yüzünüz gülmez. Lakin Abdullah Avcı farklı. Karadeniz beşerinin hassassiyetini, beklentisini, hislerini çok iyi okuyor hocamız. Bu da müspet olarak yansıyor. Ben de kasketi takacağım fakat vakti söyleyemem”

Ahmet Ağaoğlu kelamlarını şu biçimde tamamladı:

“Fenerbahçe maçının bizim için öbür maçlardan bir farkı yok. Trabzonspor her vakit alana kazanmak için çıkar ve meskeninde de her vakit avantajlı taraftır. Daha evvel nasıl hazırlandıysak, o denli hazırlanacağız. Futbolun aktörleri teknik adamlar ve futbolculardır. Trabzonspor’un hocası da oyuncuları da alanda konuşuyor zati. Biz de idare olarak ödemeleri vaktinde hatta bazen vaktinden evvel yaparak uygun ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Buna daima dikkat ettik. Başka hususa gelirsek… İdareler gelir geçer. Biz bugün varız, yarın yokuz. İstikrar kıymetlidir. İnandığınız, güvendiğiniz bir hoca ve teknik heyetle sonuna kadar gitmeniz gerekir. Tahminen bir zıplarsınız tavana değemezsiniz, ikincide denersiniz olmaz fakat bir gün zıplarsınız, tavanı deler öbür tarafa geçersiniz. Şampiyonluk ne vakit gelir belirli olmaz. Ancak Trabzonspor daima o yarışın içinde olur ve bunu sürdürür. Bir gün ise o tavanı deler, ötesine de sarfiyat. Gitmemesi için hiç bir neden yok”