Hüseyin ÖZKÖK-AJANSSPOR
Almanya Ulusal Grubu Teknik Yöneticisi Joachim Löw, bir periyot yardımcılığını yapan Bayern Münih Teknik Yöneticisi Hansi Flick ile ilgili Bild gazetesinde bir yazı kaleme aldı. Bu dönem yaptığı üçleme ile ismini tün dünyaya ezberlettiren Flick ile ilgili çok hoş kelamlar söyleyen Löw’ün yazdığı yazı şu halde:
“Hansi Flick’i şahsî olarak 2006 Dünya Kupası sonrası Jürgen Klinsmann’dan vazifesi almamla birlikte tanıdım. Zira bir yardımcıya gereksinimim vardı. Ulusal Kadro Menajeri Oliver Bierhoff bana Hansi’yi tavsiye etti. Onu 2000-2005 yılları ortasında Hoffenheim’daki (o periyot 3. Lig kategorisinde olan Bölgesel Güney Ligi takımı) çalışmalarından biliyordum lakin hepsi o kadardı. Bizim ilgilendiğimiz sırada ise Salzburg’da çalışıyordu.
Kendisi ile daha sonra haberleştik ve Münih’te buluştuk. Hansi birinci konuşmamızda futbol görüşleri, fikirleri, hali, açıklığı, heyecanı ve açık kalpliliği ile beni çabucak etkiledi. Böylelikle kendisi ile çalışmaya karar verdik.
Şakacılığı da özelliklerinden biridir
Hansi grubumuza kaleci antrenörümüz Andy Köpke ile birlikte çabucak zenginlik kattı. Hem insan hem de bir uzman olarak. Misyonları ortamızda paylaştık, fikir alışverişi yaptık ve birbirimiz şahane bir halde tamamladık. Daha değerlisi karşılıklı güvendik.
Evet, Hansi çok iyi bir çalışma arkadaşıydı. Çok şeyi o organize etti ve en ufak detayına kadar ayrıntılandırdı. Bu işi sahiden çok başarılı yapardı. Hatta daha ötesini de görürdü. Ideolojimizden ayrılmadan, yeni fikirlerle daima katkıda bulunurdu. Ona her vakit güvenebilirdiniz. Zira dürüst, açık, insanlara anlayışla yaklaşan onlara ilham veren, ikna eden, karşılıklı diyaloğu ve takım çalışmasını seven bir yapısı vardır. Ayrıyeten mizah anlayışı ve şakacılığı da onun özelliklerindendir.
Brezilya’da birlikte dünya şampiyonu olduk. Bu muvaffakiyet bizi ebediyen birbirimize bağladı. Turnuva sonrası kendisini şahsî olarak geliştirmek ve öbür bir yol çizmek istediğini biliyordum. O sırada Robin Dutt DFB’de sportif yöneticilik vazifesini bırakmıştı. Biz de kimin bu türlü bir role soyunabileceğini düşündük. Doğal ki aklımıza Hansi Flick geldi. Zira DFB’yi, yapısını, insanları iyi tanıyordu ve oyuncu yetiştirme konusunda çok bilgiliydi ve kulüplerle çok iyi ilişkileri vardı.
Benim için sürpriz olmadı
Hansi, Bayern Münih’te yardımcı antrenör olduğunda bu gelişim başta ben kimse için sürpriz olmadı. Zira o çok iyi ve oyuncular tarafında inanılmaz hürmet gören bir kişi. Bir ekibi geliştirip, yönetip ileriye taşıyabilir. Bu muvaffakiyetlerin gelmesi benim için aslında beklenen bir sonuçtu.
Hansi’nin öne çıkan iki kıymetli özelliği var:
Birincisi: Ideolojisi. Hansi, hamle oyununu ve ona form vermeyi çok seviyor; onu yönetmeyi değil. Topa çok sahip olan gruba, atak tahlilleri aşıladı. Bunlar o kadar iyi oldu ki, ekibi taktik olarak bir adım daha öteye götürdü. Savunma oynayan kadrolara karşı da Bayern ebediyen tahlil üretebiliyor ve çok sayıda duruma girebiliyorlar.
İkincisi: Hansi’nin çok sempatik bir üslubu var. Bayern Münih üzere bir dünya kulübünde rastgele bir sıkıntı durumda karşılıklı konuşmalar ve anlayışlı olmak, bilhassa de özel hayatla ilgili olanlarda, çok kıymetlidir. Bayern’de oyuncular her vakit için ‘Teknik yöneticimiz beni dinliyor, beni ciddiye alıyor ve benimle ilgileniyor’ hissine sahip. Bir aile havası oluşmuş durumda. Lakin her şeye karşın de sert ve disiplinli ve prensiplerinin her vakit ardında.
Bu mesleksel ve insani özellikler onu iyi bir teknik yönetici yapıyor. Grup çok homojen. Oynamayan oyuncular da durumu kabulleniyor zira Hansi onlarla daima konuşuyor. Gerekirse menajerlerini de konuşmalara dahil ediyor böylelikle hepsi ortak amaçları olduğu hissine sahip oluyor. Hansi’nin Şampiyonlar Ligi şampiyonu olması çok olağan. Zira o zati bir Dünya şampiyonu.”
Yasal ikaz: Bu haber Ajansspor.com tarafından yazılmıştır, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Ajansspor