Oktay Derelioğlu’nun Beşiktaş pişmanlığı!

AJANSSPOR-HABER

Oktay Derelioğlu, NTV’de yayınlanan ‘Kırılma Anı’ programında hayatının kırılma anlarını ve Karagümrük, Beşiktaş, Trabzonspor, Las Palmas ve Fenerbahçe periyotlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Programın çabucak başında, hayatının kırılma anı sorulan Derelioğlu, “Beşiktaş’tan ayrıldığım an. Merhum Lider Süleyman Seba’yı dinlemedim ve Beşiktaş’tan bir inat uğruna ayrıldım. Ayrıldıktan sonra dönmek istediğimde Seba yoktu. Öbür idareler vardı. Benim liderle çok özel bir bağlantım vardı ve kelamını dinlemediğim tek devir olmuştu” diyerek cevapladı.

Karagümrük’te futbola başladığı devirle ilgili olarak Oktay Derelioğlu, “Çocukken Beşiktaş alt yapısına girmek istiyordum. O periyot oturduğumuz yer olan Fatih’ten, tesislerin olduğu Fulya’ya gitmeyi bilmiyorduk, o yüzden kaybola kaybola bir biçimde tesislere vardık. Ama biz vardığımızda Beşiktaş’ın seçmeleri çoktan bitmişti. Annem, bilmediğimiz yere her gün nasıl gidip geleceğimizi düşündü ve çok araştırma yaptı benim için. Karagümrük bize yakındı ve Karagümrük’e gittim” sözlerini kullandı.

Oktay Derelioğlu, çok genç yaşta maçlara çıktığıyla ilgili olarak “14 yaşımda birinci 2.Lig maçına çıktım. O devirler, kadronun alt yapısından çıkan bir oyuncu isen istediğin yaşta resmi maçlarda oynayabiliyordun, ancak transfer olduğun takdirde 18 yaş hududu vardı. 16 yaşındayken Trabzonspor’a transferim sonrası benim için bu kural değiştirildi ve forma giydim. Beni genç ekiplerde çok yıprattılar. Şayet ben bu kadar yıpranmasaydım benim futbol hayatım çok farklı yerde olurdu” dedi.

Trabzonspor macerasının kısa sürmesi ile ilgili olarak Dereloğlu, “16 yaşında Trabzonspor’a transfer olduktan sonra kendimi çok yalnız hissettim. Saat akşam beşten sonra tesislerde tek kalıyordum. Ailem yanımda yoktu ve yaşım küçüktü. Bu yüzden Trabzon maceram kısa sürdü, lakin Trabzonspor bana çok şey kattı” tabirinde bulundu.

Kendisini birinci sefer forvet olarak oynatanın Mustafa Denizli olduğunu belirten Oktay Derelioğlu, “Ben Beşiktaş’a transfer olduğumda forvet başlamadım. Rasim Kara’da, Gordon Milne’de beni kanatlarda oynatmıştı. Beni forvet olarak oynatan birinci isim Mustafa Denizli olmuştu Ulusal Takım’da. Forvet oynadığım San Marino maçında 4 gol atmıştım” tabirlerini kullandı.

Beşiktaşlı Oktay olarak anılıyor musunuz sorusuna cevaben Derelioğlu, “Beşiktaş’ta birtakım kesim var beni yok saymaya çalışan. Bunun nedenini bilmiyorum lakin kimler yapıyor biliyorum. Tarihi yazan şahıslardır ve tarihi değiştiremezsiniz. Beşiktaşlı Oktay olarak 4 tane rekorum var benim” biçiminde konuştu.

Türkiye’den oyuncu çıkmıyor tenkitleri hakkında konuşan Derelioğlu, “Türkiye’de oyuncu çıkmıyor diyorlar, bana nazaran bunu asıl sebebi sistem bozukluğu. Serpil Hamdi Tüzün, Mustafa Denizli, Fatih Terim ve Şenol Güneş üzere kabiliyetli, eğitimci teknik yönetici eksikliğinden dolayı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de teknik yöneticiler oyuncu üzerinde değil kendi üzerinde prim yapmak istiyor” tabirlerinde bulundu.

Eşinin vefat etmesinin üzerindeki tesirinden bahseden Derelioğlu, “1997 yılında eşimin vefatı sonrası futbolu başımda bıraktım. O periyottan sonra hiç çalışmadım. Sonrası benim adıma iyi bir meslek olmadı. Benim, 500 golün üzerine çıkmam gerekiyordu” dedi.

2001 yılında hayata gözlerini yuman duayen gazeteci İslam Çupi’nin bir yazısında, Oktay Derelioğlu’nun kimler yüzünden Beşiktaş’tan ayrıldığı sorgulanırken, o yazıda ismi geçen dört isimden (teknik yönetici Hans-Peter Briegel, idari menajer Kadir Akbulut, Feyyaz Uçar, Ali Gültiken) birinin Beşiktaş ile yollarını ayırmasına sebep olduğunu lakin kim olduğunu açıklamayan Derelioğlu, “Beşiktaş’tan ayrılmama sebep olan bir isim var. İslam Çupi’nin yazısında bahsi geçen dört isimden biri, kim olduğunu söylemeyeceğim. Liderle inatlaştım, o ismin kulüpten gitmesi lazım dedim. O kişi benim yapmadığım şeyleri, yapmışım üzere basına servis etti. Bu adam ahlaksız, ben bu adamı kulüpte istemiyorum dedim. Süleyman Seba ise, sen bir oyuncusun, işine bak, ben gerekeni yapacağım dedi. Bende hayır dedim ve inatlaştık. Haftalık 100 bin dolar ceza yememe karşın 1 ay antremanlara çıkmadım. Şu an ki aklım olsa asla yapmazdım, hiç kimseyle arbede etmezdim. Vakti geldiğinde ödeşirdim” tabirlerini kullandı.

İspanya mesleğinden de bahseden Derelioğlu, “Las Palmas’dan ayrılmamın sebebi ailemi düşünmemdi. Las Palmas grup kaptanı Vinny Samways’ı kendimi savunmak zorunda kaldığım için dövdüm. Samways’in o bölgede eli kolu uzundu ve ailemi düşünmem gerekti. Beni dolandırdı ve canıma kastetti. Haklılığım evraklarla kanıtlanmıştı, UEFA lisansımı vermişti ve ayrıldım” dedi.

Fenerbahçe’ye transferi ile ilgili konuşan Oktay Derelioğlu, “Fenerbahçe’de çok hoş karşılanmıştım. Lakin şanssızlıklar peşimi bırakmadı. Sakatlığım çıktı, fıtığım vardı. İdareyle ve liderle da sorunlarım oldu ve ayrıldım” biçiminde tabir etti.

Belçika’ya attığı unutulmaz golün gösterildiği görüntüden sonra, Türk futbol tarihinin en hoş golünün hangisi olduğu hakkında fikir beyan eden Derelioğlu, “Adil olmak gerekirse benim Belçika’ya attığım gol, Maradona’nın attığı slalom golden daha hoş. Türk Futbol tarihinin en hoş golü bence” halinde konuştu.

Son olarak, bir devir çok fazla konuşulan ve izlenen, Oktay Derelioğlu’nun yorumcu olduğu bir programda ‘Eto’o bitmiş’ cümlesini tekraren söylediği hatırlatılan ve bu haberi kendisinin nereden aldığı sorulan Derelioğlu, cevaben, “İspanya’da futbol oynadığım devirden bir kadro arkadaşım vardı, ondan almıştım Eto’o haberini. İsteyen beni ‘Eto’o bitmiş’ kelamıyla de anabilir sorun değil. Bende bazen tekrar tekrar izleyip gülüyorum” formunda konuştu.